1. Göktürk Devleti

GÖKTÜRK DEVLETİ'NİN TÜRK TARİHİNDEKİ ÖNEMİ:

gi

 
 
1)- Tarihte ilk defa Türk adıyla kurulan devlet, Göktürk Devleti'dir.
2)-  Orhun Anıtlarını dikerek (II.Göktürk zamanında) Türk tarihi ve Türk edebiyatının ilk yazılı kaynaklarını oluşturmuşlardır.
3)-  Milliyetçilik duygusu, Fransız ihtilalinden 1000 yıl önce Göktürkler döneminde en yüksek seviyede yaşanmıştır.
4)-  Asya Hun Devleti'nden sonra Türkleri tarihte ikinci defa tek bayrak altında toplamayı başarmışlardır.
 
GÖK-TÜRK HAKANLIKLARI
6. asır ortalarında kurulan Gök-Türk hakanlığı, Türk kültürünün en iyi temsilcisi olmuştur. Bu yönüyle Asya'daki Büyük Hun İmparatorluğundan sonra ikinci büyük Türk İmp. değerini taşır. Gök-Türk Hakanlığı TÜRK'' sözünü ilk defa milli devlet adı olarak kabul etti. Doğudaki Yakut Türkleriyle, batıdaki Oğur Türklerinin bir kısmı dışındaki bütün Türk asıllı kütleleri birleştirip bir çatı altında toplamayı başarmıştır.
 
BİRİNCİ GÖK-TÜRK HAKANLIĞI
Göktürk'ler tarih sahnesine Altay dağlarının doğu eteklerinde çıkmışlardır. Demircilikle uğraşıyorlar ve Juan-Juan'lara silah yapıyorlardı. Türk kütlesi Juan-Juan'lara federatif nitelikte bir bağla bağlıydı.
 
Göktürk Devletinin kurucusu BUMİN'in atası ''ŞAD'' ünvanını taşıyordu. (Bilge Şad) Bumin'den hemen önce gelen TUVU adlı kralda ''büyük yabgu'' olarak tanınıyordu.
 
GÖKTÜRK DEVLETİNİN KURULUŞU VE BUMİN KAĞAN
Bumin 534 yılında Kuzey Tabgaç hükümeti ile siyasi ilişki kurmuştu. 542 yılında akıncılarının başında HUANG-HO ırmağı yakınlarında görülmüştü. 545 yılında Tabgaç hükümdarının gönderdiği elçiyi ''İmparatorluktan nezdimize elçi geldi, devletimiz bundan gurur duyar'' sözleri ile karşılamıştı.
 
Bumin Juan-Juan'lara karşı ayaklanan bir kısım Toles'lerin isyanını 546'da bastırmıştı. O devlet hükümdarı ile eş değerde olduğunu göstermek için Juan-Juan devletinin hükümdarının kızı ile evlenmek istedi ama bu isteği kabaca reddedildi. Bunu üzerine Batı Tabgaç prensesi ile evlendi ve Juan-Juan'lara savaş açtı. Savaşı üstün bir şekilde kazandı Juan-Juan hükümdarı intihar etti.
 
Bu zafer üzerine Bumin ''İL-KAĞAN'' ünvanını alarak hakanlığını kurdu. Eski Hun İmp. başkent bölgesi olan Ötüken'i merkez yaptı(552) ve aynı yıl içinde öldü.
 
MUKAN KAĞAN'IN HÜKÜMDAR OLUŞU
Bumin Devletinin batı kanadını ''yabgu'' unvanını taşımak üzere küçük kardeşi İstemi'ye vermişti. İstemi batıda fetihlerine devam ederken Ötüken'de Bumin'in oğlu KOLO iktidara geçti. Fakat o da çok yaşamadı. Bunun üzerine MUKAN hakan oldu. (553)
 
Tarihi kayıtlar Mukan Kağan'ın heybetli bir görünüşü,parlak ve etkili gözleri olduğunu yazar. Kudretli ve haşin bir hükümdar olduğu da belirtilmiştir. İktidarı zamanında (553-572)Göktürk Devleti haşmetli çağına ulaşmıştır.
 
Mukan Kağan Juan-Juan'lara son bir darbe daha indirerek bu devletin tamamen tarih sahnesinden silinmesini sağladı. Daha sonra doğuda Kitan'ların, Kuzeyda Kırgız'ların ülkelerini hakimiyeti altına aldı. Çin'de Batı Tabgaç'ların yerine geçen Çu Hanedanı ile öteki Çi Hanedanını baskı altına aldı. Batıda İstemi'nin harekatı devam ediyordu. Bu bölgedeki Ak-Hun devleti ile Maveraünnehir halkı Çin'den yardım istemişlerdi. Onlara Çin askeri desteğinin sağlanmasını önledi.
 
564'ten sonra Çi başkentini kuşatan Mukan Kağan kızı Aşına'yı Çu İmparatoru ile evlendirdi. Geniş ülkelere ve 100.000 kişilik bir orduya sahip olan Göktürk hakanı Çin İmp. tarafından akrabalık kurma yolu ile yatıştırılmıştı.
 
gokhar
 
İSTEMİ YABGU VE BATI SİYASETİ
Mukan'ın emrindeki ordu Hakanlığın doğu kanadının ordusuydu. İstemi kumandasındaki ordu ise batı bölgesinde hareket halindeydi. İstemi Altayların batısını Isık Gölü ve Tanrı Dağlarına kadar kısa zamanda hakimiyetine aldı. Geniş çaptaki siyasi ve askeri faaliyetleriyle Orta çağın en büyük iki devleti olan Sasani İmp. ve Bizans'ı Göktürk politikasının izinde yürütmeyi başardı. Böylece Türk Hakanlığını bir dünya devleti durumuna yükseltti.
 
O zamanlar Ak-Hun'lar ipek transit ticaretini ellerinde tutuyorlardı. İstemi onları baskı altına aldıktan hemen sonra müttefiki durumundaki Sasani hükümdarı Anuşirvan'a kızını vererek evlilik yoluyla akraba bağı kurdu. Bu iki müttefik tarafından sıkıştırılan Ak-Hun Devleti yıkıldı ve toprakları bu iki devlet tarafından paylaşıldı. Maveraünnehir, Fergana'nın bir kısmı Batı Türkistan'ın güneyi, Kaşgar, Hoten vb. Göktürkler'in eline geçti. Böylece İç Asya kervan yolu üçüncü kez Türklerin kontrolüne girmiş oldu.
 
Ancak bu sırada Sasani hükümdarı Anuşirvan huzursuzluk çıkarmaya başladı. Ak-Hun'lara karşı kazanılan zaferde pek faydası olmamıştı,buna rağmen aslan payını almıştı. Yinede memnun değildi.Kervan yolu üzerindeki Maveraünnehir'i ele geçirmek istiyordu. Ayrıca ipek ticareti dolayısıyla Türklerin eline geçen yüksek gelirden onları mahrum bırakmak istiyordu. Bu gergin ortamda İstemi'nin gönderdiği elçileri bile hile yaparak öldürttü.
 
Göktürk fetihleri bu sırada Hazar Aral kuzeyine doğru gelişmekte idi. İstemi İran ile uzlaşmaktan ümidini kesince, Bizans'a döndü. İstanbul'a bir elçilik heyeti gönderdi. Sogd'lu tacir ve diplomat MANYAK bu heyetin başkanıydı. (568)
Tarihte Orta Asya'dan Doğu Roma'ya giden ilk resmi heyet budur.
 
İpek meselesi Göktürkler kadar Bizans'ı da yakından ilgilendiriyordu. Onlarda Sasani'lerin aracılığından kurtulmak istiyordu. Bu bakımdan Bizans imp. 2.Justinos Türk elçilerini ilgi ile karşıladı. İstemi'nin Türkçe gönderdiği mektuptan ve Manyak'ın ağzından işin ciddiyetini anladı.
 
2.Justinos, ittifak anlaşması yapmak üzere Bizans umumi valilerinden ZEMARKHOS başkanlığında bir heyeti İstemi'ye gönderdi. Bizans elçileri Türk heyeti ile birlikte Karadeniz, Kafkaslar, Hazar Denizi, Aral Gölü, Talas yolunu takip ederek Tanrı Dağlarındaki Ak Dağ'da İstemi Yabgu'nun huzuruna çıktılar.
 
İstemi'nin Bizans ile anlaşma siyaseti istenilen sonucu verdi ve 571 yılında Sasani Bizans çatışması başladı. Bu sırada Göktürklerin hakimiyeti Harezm'e ve daha kuzeye doğru yayılmış ve oralarda Taşkent vb. gibi 8 bölge hakanlığa bağlanmıştı. İsteminin orduları Azerbaycan'a girdi.
 
Bu arada Göktürk Bizans siyasi ilişkileri bozuldu. Çünkü Bizans'lılar Güney Kafkasya'daki Sabar Türk hakimiyetini yıkarak bu Türk kütlesini dağıtmış Juan-Juan artıklarını ise ülkesinde barındırmaya başlamıştı. Böylece Göktürklerin Azerbaycan üzerinden gelerek Güney Kafkasya'daki Türklerle bağlantı kurma teşebbüsünü de engellemiş oluyordu. Bu sebeplerle İstemi doğrudan doğruya İran'a hücum etmedi. Fakat İstemi Yabgu'nun geliştirdiği siyasetin bir başka önemli sonucu da şu idi: 19 yıl süren Sasani Bizans mücadelesinden sonrada iki devletin arası düzelmemişti. Nihayet Bizans İmp. Herakleios'un Sasani başkentine kadar uzanan seferleri (622-628) bu devletin son mecalini de kırmış, bu durum İran'da İslamiyet'in yayılmasında büyük önem arz etmişti.
 
MUKAN KAĞAN'IN ÖLÜMÜ
İstemi Yabgu'nun faaliyetleri de dahil olmak üzere Göktürk İmp.daki bütün askeri,siyasi teşebbüsler Mukan Kağan adına yapılmaktaydı. Bu büyük eşsiz hükümdar 572 yılında öldü. Ötüken'de büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Bu törene komşu devlet ve kavimler hususi heyetlerle katıldılar. Bizans'ta törene heyet gönderen devletler arasındaydı.
 
Mukan Göktürk Devleti'ni muazzam bir genişliğe ulaştırmıştı. (Yaklaşık olarak 10,5 milyon km kare) Hatırası uzun zaman unutulmadı. Türkler onu saygı ile anar oldular. Orhun Kitabelerinde şahsiyeti şöyle belirtilmiştir:
 
''Dört tarafa ordu gönderip kavimleri hep itaat altına almış, başlılara baş eğdirmiş, dizliler diz çöktürmüş, ileride Kadırgan (Kingan) Dağlarına, geride Demirkapı'ya (Maveraünnehir) kadar Türk milletini hakim kılmış, bu ülkeler arasında Göktürk kavmi İdi-Oksız (Hür,bağımsız) oturur olmuş, bilge kağan imiş, alp kağan imiş, buyruk ve beğleri, kavmi hep bilge ve cesur imişler...''
 
MUKAN'DAN SONRA GÖK-TÜRK HAKANLIĞI
Mukan'ın yerine kardeşi TAPO geçti. (572-581) Kudretli hakanlığın yeni hükümdarını tebrik etmek için Çin'deki Çu ve Çi hanedanları heyetler gönderdiler. Çu heyeti 100.000 top ipekle Ötüken'e gelmişti. Çi heyetine ise bu devletin başkumandanı başkanlık ediyordu. Yeni Kağan Çu ve Çi imp. ''oğullarım'' diye hitap ediyordu. Bu bütün kuzey Çin'in Türk himayesine alındığını gösteriyordu.
 
Tapo ülkenin çok genişlediğini düşünerek doğrudan doğruya kendisi idaresinde bulunan kanadı ikiye ayırdı. Doğuya yeğeni İşbara'yı Batıya da küçük kardeşi Jo-Tan'ı ''kağan'' unvanları ile tayin etti. Bir Çin prensesi ile evlenmek düşüncesine kapılan Tapo,budist misyonerlerinin sözlerine kanarak Buda dinini korumağa kalktı. Halbuki bu dinin Türk bünyesine uymadığı yönleri kendisinden önceki yöneticiler tarafından ortaya konulmuştur. Bir Budist tapınağı ve Buda heykeli yaptırdı.
 
Tapo dış siyasette de yanlış adımlar etti. Çin'deki Çu hanedanı 577'de Çi'leri ortadan kaldırmıştır. Bir Çi prensi kaçarak Göktürklere sığınmıştı. Tapo bu prensi ''Çin Kaganı '' ilan etti. Bu durumdan dolayı Çu'larla arası açıldı. Kalabalık bir ordu ile Çin üzerine yürüdü. Kendisine yeni bir Çin'li prenses vaat edilince harekatı durdurdu. Fakat Çinlilerin yeni bir şartı vardı. Çin prensesinin karşılığında,Göktürk'lere sığınmış olan Çin prensinin teslimi isteniyordu.
 
Bir av esnasında bu prensin Çu'lar tarafından kaçırılmasına göz yumulduğu için Tapo'nun millet arasındaki itibarı çok sarsıldı. Böylece Göktürk birliğinde ve kültüründe çatlaklar belirmeye başladı.
 
Aynı yıllarda önemli bir hadisede İstemi Yabgu'nun ölümü oldu (576). Bu büyük şahsiyetin ölümü de Göktürk topluluğunda sarsıntılar yarattı. İstemi'nin hatırası da Türkler tarafından Mukan Kağan gibi saygı ile muhafaza edildi. Kitabelerde bile, resmi ünvanı ''Yabgu'' olan İstemi, ''kağan'' olarak belirtilmiştir.
 
HAKANLIĞIN İKİYE BÖLÜNÜŞÜ
Bu sıralarda Göktürk imp., sınırları en geniş olduğu dönemleri yaşıyordu. Batıda Kafkasya'nın kuzeyine ulaşılmıştı. Bizans tehdit ediliyordu. Kırım'da Bizans'a ait olan ünlü KERÇ Kalesi Türk kuvvetleri tarafından feth edilmişti. Göktürk hakimiyeti doğuda Mançurya'dan batıda Karadeniz kıyılarına ulaşıyordu. (576)
 
İstemi'nin yerine oğlu TARDU geçti. Cesareti ve savaşçılığı ile babasına benzeyen Tardu siyasi ihtirasını engelleyemedi, Tapo ise hakanın devlet bünyesinde açtığı yaraları büsbütün derinleştirdi.
 
Mukan'ın oğlu, hakanlığın kendisine verilmiş olmamasından dolayı küskündü. Çinliler onu Tapo'ya karşı kullanarak Tardu'nun yanına gitmesini öğütlediler. Halbuki Mukan bile, onu kendi yerine namzet göstermemişti. Çünki annesi Türk soyundan değildi. Tapo ölürken bu prensin hakan olmasını vasiyet etmişti, fakat devlet meclisi bunu kabul etmeyerek İŞBARA'yı hakanlığa getirmişti.
 
Çin Göktürkler arasındaki bu ayrılığı körüklemeye devam etti. Mukan'ın oğlu ile İstemi'nin oğlu birleşerek yeni hakanla savaşa hazırlandılar. Doğudaki İşbara Kağan'da o sırada bir başka Çinlinin Çu prensesi olan karısının telkinlerine kapılmıştı. Bu prenses Çu'ları yıkarak Çin'de iktidarı ele geçiren Sui hanedanından, kendi ailesinin öcünü almak için İşbara'yı sıkıştırıyordu.
 
İşbara Çin'e kuvvet sevk etti. Sui imp.ise 10.000 kadar Türk'ü Çin'den uzaklaştırdı. Bunlar eskiden beri Çin şehirlerinde ticaretle uğraşıyorlardı ve dostluk münasebetleri çerçevesinde bazı imtiyazlara sahip bulunuyorlardı.
 
İşbara'nın ordusu ile Çin'e girmesi üzerine Çin entrikaları büsbütün yoğunlaştı. Çin imp.derhal Tardu'ya altın kurt başlı bir sancak gönderip onu Göktürk hakanı olarak tanıdığını bildirdi. İşbara, Çin'de düşman askerlerine ilaveten kendi kumandaları arasına sokulmuş bölücü eğilimlerle de mücadele ederken Tardu, hakanlığın doğu kanadının yüksek hakimiyetini tanımadığını ilan etti. (582)
 
Çin'de 350 yıldan beri ilk defa siyasi birlik kurulmuştu. Sui sülalesi,sonraki kudretli TANG Hanedanına siyasi yönden basamak vazifesi görmek üzere iktidarı ele geçirmişti. Bu iktidarın başladığı yıllarda, Göktürk hakanlığı ise resmen ikiye bölündü.
 
gktrk

Ekleyen : dersimiz.com