Şiir Dili - Söz Sanatları

ŞİİR DİLİ  
 
 Şiir insanın değişen duygu,çoşku,özlem ve hayallerini kendine özgü bir dille ifade eder. Dili daha canlı,daha güzel ve daha tesirli hale getirerek ona bir üst kimlik kazandırır. Şair günlük dildeki sözcükleri özenle seçer. Onlara yepyeni anlamlar kazandırır. Kullanılan dile yeni değerler ve anlamlar kazandırır. Benzetmelere değişmecelere(mecaz) yer verir. Somut varlıkları soyutlaştır, soyutları da somutlaştırır. Böylece duygu ve düşüncelerine bir anlam derinliği kazandırır.  
 
Söz Sanatları  
 
1 ) Teşbih (Benzetme) : Anlama güç katmak için, aralarında gerçek ya da mecaz, çeşitli yönlerden ilgi, benzerlik bulunan en az iki varlıktan zayıf olanı nitelik bakımından güçlü olana benzetme sanatıdır.  
 
Teşbih sanatında en az iki, en fazla dört öğe bulunur. Öğeleri şunlardır :   
1- Benzeyen : Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından güçsüz olanıdır.   
2- Kendisine Benzetilen  : Birbirlerine benzetilen şeylerden nitelik bakımından daha üstün ve güçlü olanıdır.  
3- Benzetme Yönü  : Benzeyen ve kendisine benzetilen arasındaki ortak noktadır. Zaten benzetme bu ortak noktayı belirtmek için yapılır. 
4- Benzetme Edatı  : Benzeyen ve kendisine benzetilen arasında benzetme ilgisi kuran kelime veya ektir.   
Örnek:
Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime,
Bir eski çıban gibi işliyor içerime.                    
                         (Ayak Sesleri/ Necip Fazıl Kısakürek)  
 
Benzeyen: Sesler 
Kendisine benzetilen unsur:Eski çıban 
Benzetme yönü: Batmak, işlemek
Benzetme edatı: Gibi  
 
Örnek: 
Kömür gözlüm, gül dudaklım
Sen de bir gün perişan ol
                                          Hicranî 
 
Benzeyen: göz - dudak 
Benzetilen: kömür - gül 
 
2) İstiare (İğretileme) : Sadece benzeyen ya da benzetilenle yapılan  teşbihe istiare denir. Açık istiare ve kapalı istiare olmak üzere ikiye ayrılır.  
 
a- Açık İstiare: Benzetme öğelerinden sadece kendisine benzetilenin bulunduğu benzeyenin bulunmadığı istiaredir.  
Örnek: Yüce dağ başında siyah tül vardır. 
 
Benzeyen: bulut(söylenmemiş) 
Benzetilen: siyah tül (söylenmiş) 
 ------------------------------------------------------------
Örnek: Havada bir dost eli okşuyor derimizi 
 
Benzeyen: Rüzgar(söylenmemiş) 
Benzetilen: dost eli(söylenmiş)  
 
b- Kapalı İstiare: Benzetme öğelerinden sadece benzeyenle yapılan istiaredir. Kapalı istiarede  kendisine benzetilen yer almaz. Örnek:
Yüce dağların başında
Salkım salkım olan bulut.
 
Benzeyen:Bulut(var) 
Kendisine benzetilen:üzüm(yok)       
 
Örnek:  
Bir arslan miyav dedi  
Minik fare kükredi 
Fareden korktu kedi 
Kedi pır uçuverdi  
 
Dörtlükte ''aslan'' , ''miyav'' sözcüğüyle kediye;fare, kükredi sözcüğüyle  aslana; ''kedi'' ''uçuverdi'' sözcüğüyle kuşa  benzetilmiştir. Ancak dörtlükte benzetilene yer verilmemiştir.  
 
3) Teşhis (Kişiselleştirme) : İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insana özgü bir özellik verme sanatına teşhis denir.  
Örnek:
Ağlama karanfil beni de ağlatma
Sil göz yaşlarını  
 
4) İntak (Konuşturma) :  İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkların konuşturulması sanatıdır. Konuşturma kişileştirmeden sonra gelir.Varlıklar önce kişileştirilir sonra gerekirse konuşturulur.Her intakta bir kişileştir me vardır ama her kişileştirmede bir intak yoktur.Fabllar bu sanata örnektir. 
Örnek: Mor menekşe:''Bana dokunma;''diye bağırdı.   
 
5) Tezat (Karşıtlık) :Aynı varlığın, olayın, durumun…birbirine karşıt iki yönünü bir arada belirtmeye ya da birbirine karşıt kavramlar arasında ilgi kurmaya tezat denir.  
 
Ömrümde zararsız günümü bilmem Her senede yüz milyonluk kârım var. 
                                                                                                                  (Huzuri)                                                                                                     
 Aşk derdiyle hoşem el çok ilâcımdan tabip Kılma derman kim helakim zehr-i  dermânındadır.      
                                                                                                                                                     (Fuzuli)  
 
6) Mübalağa (Abartma) : Bir sözün etkisini arttırmak amacıyla bir şeyi olduğundan çok göstermek ya da olmayacak biçimde anlatma sanatıdır.  
Örnek: 
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ.
  
7) Telmih (Hatırlatma) : Söz arasında herkesin bildiği bir olaya ya da kişiye işaret etme sanatı.  Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,  Kerem'in sazına cevap veren bu.   
 
Gökyüzünde İsa ile,  
Tur dağında Musa ile ,  
Elindeki asa ile,  
Çağırayım Mevlam seni.                           
                               (Yunus Emre)   
 
8) Tecahül-i Arif (Bilmemezlikten Gelme) : Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe  bilinen bir gerçeği bilmez görünerek anlatma sanatıdır.  
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?  Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?                                   
                                                                                        (Cahit  Sıtkı Tarancı )  
 
9) Hüsn-i Talil (Güzel Bir Nedene Bağlama) : Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır.  
Örnek:
Senin o gül yüzünü görmek için  Sana güneş bakmak için doğuyor.  
 
10) Tenasüp (Uygunluk) : Anlam yönünden birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmaktır. 
Örnek: 
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip     Kılma derman kim helakim zehr-i dermendadır.  
 
Bu dizelerde ''dert,derman,ilaç,tabip'' birbiriyle ilgili sözcükler olarak kullanılmıştır.   
 
11) Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması) : Bir sözün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcük yerine gerçek anlamı dışında kullanılması sanatıdır. 
Örnek:
Ankara bu olaya tepki gösterdi. 
 
Burada tepki gösteren şehir değil. Ankara da bulunan hükümettir. Mecaz-ı mürsel yapılmış.Şehir söylenmiş hükümet kastedilmiştir. 

Ekleyen : dersimiz.com