Türk-Moğol İlişkileri

Türk-Moğol İlişkileri

 1) Kültür ve uygarlık bakımından Moğollardan ileri olan Uygurlar, önemli devlet görevlerine getirildiler.

 2) Kendi dillerini Moğollara öğrettiler. Moğol İmparatorluğunda Uygurca, yaygın kullanılan bir dil durumuna geldi.

 3) Moğolların devleti, başta Uygurlar olmak üzere birlikte yaşadıkları öteki Türk boylarından da etkilenmeleri sonucu Türk - Moğol imparatorluğu niteliği kazandı.

 4) Türk boyları, Moğollardan bir kısmının Türkleşmesini sağladılar.

 5) Moğollar, eski Türk hukukundan aldıkları yasaları yazılı hâle getirip Cengiz Yasası'nın temelini attılar. Bütün bu yönleriyle Uygurlar, Moğolları kültür ve uygarlık yönünden etkilediler.

 6) Moğol kökenli Kitanlarla yoğun ilişkilere girilmiştir. Kımızı Kitanlar üretip satmışlardır.

 7) Uygurların para yerine kullandıkları kamdu adı verilen bez parçalarını Kitanlar da kullanmışlardır.

 8) Uygur yazısını kullanmışlardır.

 Türklerin Moğol Kültürüne Katkıları:

 a) Askerlik alanında,

 b) Devlet teşkilatında ,

 c) Dil ve Alfabede (Uygurca ve Uygur Alfabesini kullandılar.),

 d) Kımız yapmayı öğrettiler,

 e) Türk Töresi ve geleneklerinden,

 f) Göktanrı dininden.... etkilendiler.

Moğol İmparatorluğu'nun Kuruluşu ve Savaşları
1206 yılında Moğol kabilelerinin birleşmesiyle kurulan Moğol İmparatorluğu Cengiz Han'ın önderliğinde seferlere dayalı bir savaş ve ekonomi politikası izledi. İlk defa Naymanlarda mühür ve yazı kullanıldığını görünce, Nayman hizmetindeki Uygur mühürdarlarını da hizmetine aldı. Akabinde, Uygur yazısı tüm Moğol İmparatorluğu'nda kullanılmaya başlandı. İlk yıllarda Moğol İmparatorluğu'nun devlet işleyişinin belli bir düzene geçmiştir.


 Hint Tangutları himayesine alan Cengiz Han, daha sonra Kuzey Çin'deki Kin devletine savaş açarak Pekin'i 1211 yılında kuşattı. Kin hükümdarı barış için Çinli prenseslerden birini Cengiz Han ile evlendirse de, barış uzun sürmedi. 1215'de oldukça kanlı geçen bir savaş sonrasında Çin'i himayesi altına aldı.


 Harzemşah Mehmed, Cengiz Han'ın Çin'i ele geçirdiğinden emin olmak için Seyyid Bahaüddin-i Razi yönetiminde bir heyet gönderdi. Gelen heyetle barış görüşmeleri yapan Cengiz Han, Mehmed'e elçilerini gönderdi. Anlaşma doğrultusunda hazırlanan Kervan, Harzemşahlar Devleti'nin Otrar şehrinde 1218 yılında hücuma uğradı. Cengiz Han bunun üzerine Otrar valisi Kayır Han'ın teslim olmasını istedi. Mehmed, Cengiz Han'ın bu teklifini ileten elçilerini öldürerek Harzemşahlar Devleti'nin de sonunu hazırladı.


 Cengiz Han öncelikle yol üzerindeki naymanlı Güçlük Han'ı ortadan kaldırmak için; Cebe Noyan komutundasında bir ordu gönderdi. Güçlük Han korkarak Kaşgar'a kaçtı ancak Sarı Göl yakınlarında yakalanarak öldürüldü.
 Hazermşah Mehmed de korkuya kapılıp kalelerini korumaya alıp, dağlık bir bölgeye çekildi. Cengiz Han bazı kaynaklara göre kolaylıkla, başka bir bakış açısına göre de barbarca tüm şehir ve kaleleri ele geçirdi. 1220 yılında Otrar'daki kuşatma uzun sürünce, oğulları Ögeday ve Çağatay kontrolündeki orduları bırada bıraktı ve Buhara'ya geçti. Yolunun üzerindeki Zernuk kalesi de teslim oldu ve bu şehire Gu-Balık ismini koydu.


 Tekrar yol üzerindeki Nur şehri de Cengiz Han'ın korkusuyla teslim oldu. Akabinde 1220'de Buhara'yı kuşattı. Şehrin garzinonun Horasan'a çekilmesiyle, 12'inci gününde şehir Cengiz Han'ın oldu. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Otrar şehri teslim oldu. Cengiz Han'ın elçilerini öldürten Otrar valisi de, ağzına eritilmiş gümüş dökülerek öldürüldü.
 Cengiz Han'ın yolculuğu Semerkant'da da devam etti. Burada Göksaray şehrini kuşatmasının ardından şehir teslim oldu. Cengiz Han'ın generalleri de Siriderya'daki Sığnak, Cend, Barçınlığkent'i ele geçirdi.


 Hazermşah Mehmed kaçışına devam ederken, peşinden yetenekli generallerinden Cebe Noyan ve Sübüdey Noyan'ı gönderdi. 30 bin kişilik bu ordu Irak'a kadar kovaladı. Cengiz Han oğlu Çağatay'ın kumandasındaki orduyu da Hazermşahlar Devleti'nin merkezi Ürgenç'e gönderdi. Daha sonra da büyük oğlu Cuci'yi buraya gönderdi. 6 ay kuşatmadan sonra, şehir tamamen yokedildi. Böylece de Harizm, Maveraünnehir, Horasan ve bütün doğu İslam ülkeleri de Cengiz Han'ın imparatorluğunun bir parçası oldu.


 Cengiz Han'ın savaşlarına değin bir çok değişik bakış açısı vardır. Türk olmayan devletler dışındaki İran, Irak, Afganistan ve Pakistan gibi ülkeler hala Cengiz Han'ı bir barbar ve soykırımcı olarak görmektedirler. [1] Ancak Türkler müslümanların da Cengiz Han'a destek olduğunu iletir, ve köklerinin dayandığı Moğollara ve Cengiz Han'a büyük saygı duyarlar. Batı dünyası ise, Cengiz Han'ı "türk-moğolu" diye tanımlar, ve barbar olarak nitelendirir.

 

Moğol İmparatorluğu'nun Yönetiminin Öğeday'a Verilmesi

Moğol geleneklerine göre Cengiz Han hayattayken topraklarını oğulları arasında pay etti. Yerine Cuci ve Çağatay arasındaki tartışma yüzünden ikisini de uygun görmezken, Öğeday bu göreve layık oldu. Cuci avcıbaşı, Çağatay örf ve hukuk uygulayıcısı, Tuli de savaş bakanı oldu.


 Cuci'nin arası Tuli ile de açılmıştı, ancak batı ülkelerin fethinde önemli rol oynadı. Cuci bilinen tüm yerleşik batı ülkelerini ele geçirdikten sonra Moğolistan'a dönmedi. Ancak aradaki mesafe oldukça uzundu ve bir haber alınamıyordu. Bunu bir kopma olarak Cengiz Han ordularını hazırlarken oğlu Cuci'nin ölüm haberini aldı.


1223 ve 1224 yıllarını Kulan-Başın ve İrtiş'de geçiren Cengiz Han; 1225'de Hsia devletine karşı sefere çıktı. Hsia merkezinin teslim olmadan iki gün önce günümüz Kansu'sunda Tangut seferi sırasında hastalanarak 1227 yılının 18 Ağustos'unda öldü.


 Moğol geleneği uyarınca mezarı gizli tutulsa da, cesedi Onon ve Kerulen kaynakları yakınında, Burhan-Haldun dağları arasında bir yere gömüldü. Ondan sonra gelenler de buraya gömüldü ve heykelleri dikildi.


 Genelde bilinenin aksine, Cengiz Han Moğol İmparatorluğu'nun tamamını ele geçirmemiştir. Döneminde Hazar Denizi'nden Japon Denizi'ne kadar ilerlemiştir. İmparatorluğun genişlemesi 1227 yılından sonra Öğeday'ın yönetiminde olmuştur. Moğol orduları İran'ın tamamını, Çin'in tamamını da 1279 yılında ele geçirmiştir. 1230'lu yılların sonunda, Cuci'nin oğlu Batu Han Avrupa'ya sefere çıkmış; Rusya'yı ele geçirmiş ve Orta Avrupa'ya kadar ilerlemiştir. Sübüdey Noyan'ın da desteğiyle o dönemdeki en güçlü Avrupa ordusu olan Polonyalı, Alman ve Macar ordularını 2 gün içinde bozguna uğratmış; Avrupa'nın da orduya bakış açısını değiştirmiştir.


 Tuli'nin oğlu Hülagû Han Orta Doğu'da günümüz Filistin topraklarına kadar ulaşmış, Abbasi Halife'sini ise öldürmesi günümüzde bile Iraklıların Moğolları hala sevmemesine neden olmuştur.


Ekleyen : dersimiz.com