İlk Pianoforte İtalyan Cristofori' nin elinden çıktı (1711). Fransız Marius'un
bu çalgıya katkısı, tokmaklı klavseni bulmak oldu. Saksonyan G. Silbermann ise,
Schröter' in çekiç sistemini geliştirdi ve J.S. Bach'ın da değerli öğütlerinden
yararlanarak, klavyenin tüm ses genişliğinde eşit bir otum elde etmeyi başardı.
Augsburg' da org yapımcısı Johann Anderas Stein (1728-1792) "Alman" veya
"Viyana" usulü denen mekanizmalı piyanolar meydana getirdi. 1789'da Stein,
ayrıntıları belirtmek için kullanılmakta olan dizliklerin yerine pedal koydu.
Andreas ve torunu Johann Baptist Streicher (1796-1871), piyanonun yapısını
(Beethoven'in arzusu üzerine) daha sağlamlaştırdı ve ikinci bir otum kapağı
ekleyerek daha dolgun bir ses sağladı. piyano sanayinin gerçek kurucusu Alman
Zumpe' dir, "kılavuzlu" denen mekanik piyanoyu gerçekleştirdi. İlk düz piyanoyu,
1789' da İrlandalı Southvvell yaptı. Erard 1822' de piyano yapım tekniğini geniş
ölçüde etkileyen bir yenilik getirdi (ikili itme dilleri). Henri Pape, çapraz
tel ve keçeli çekici buldu. James Thom, ekleme demir çatıyı kurdu.
Bu
çalgı, büyük bestecilerin en yakını olmuştur, dolayısıyla bu çalgı için verilen
bestelerin sayısı ciltler tutar. "Piyanistler diğer çalgıları çalanlara nazaran,
çıkaracakları sesleri piyano üzerinde hazır bulurlar" gerekçesiyle, en küçük
yaştan (altı-on) başlayarak, öğrenebilecek çalgılardan birisi, hatta birincisi
piyanodur.
Ünlü PiyanistThalberg: "Çalarken, sesleri
uzatmayı, iyi bir ses çıkarmayı ve ses çıkarırken gerekli olan değişiklikleri
yapabilmek için, zorunlu olan ilk şartlardan biri her türlü sertliklerden uzak
bulunmaktır. Kolda, elde ve parmaklarda mahir bir şantörün sesinde malik olduğu
incelik ve bükülmeler bulunmalıdır" diyor ve şöyle devam ediyor: "ihmal
edemeyeceğimiz bir tavsiye varsa, o da vücudun hareketlerinde çalarken, büyük
bir ölçü olmalı, kolları, elleri büyük bir sükunetle yönetmeli, Piyanoya çok
yüksekten vurmamalı, çalarken kendi kendini dinlemeli, kendi hakkında sert
bulunmalı ve kendi kendine hüküm verebilmelidir. Genellikle, parmaklarla fazla
çalışıyor, fakat kafa ile yeter derecede çalışılmıyor."
Ekleyen : notbak.com