Siyaset Felsefesinin Tanımı ve Kavramları
SİYASET FELSEFESİ NEDİR?
Siyaset kelimesi, “idare etmek” manasına gelir. Günümüzde siyaset en genel anlamıyla ülke, toplum ve devlet yönetimiyle ilgili tüm etkinliklerdir.
Siyaseti konu edinen birçok disiplin vardır. Bunlardan biri olan siyaset felsefesi; devleti, siyasal otoriteyi, siyasal otoritenin (iktidarın) kaynağını, kullanış biçimini, siyasal otoriteyle (devlet) birey arasındaki ilişkiyi ele alan felsefe disiplinidir. Siyaseti konu edinen diğer bir disiplin olan siyaset bilimi ise; devleti, siyasal kurumları ve rejimleri, bu kurumların ve rejimlerin oluşmasında, değişmesinde rol oynayan tutum ve davranışları ele alır.
Siyaseti konu edinen bu iki disiplinin devlet ve yönetim olgusuna yaklaşımları birbirinden farklıdır. Siyaset bilimi; siyasette “olanı” inceler ve açıklar.
Siyaset alanına giren tüm olguları, bilimsel yöntemlerle araştırır, genel sonuçlara ve yasalara ulaşmaya çalışır. Siyasal olaylarla ilgili değer yargılarında bulunmaktan kaçınarak objektif olmaya çalışır. Oysa siyaset felsefesi “olması” gerekeni ele alır. Var olandan hareketle olması gerekeni yani ideal olan devlet tanımını ve özelliklerini ortaya koymaya çalışır. Siyasal olaylarla ilgili değer yargılarında (iyi- kötü) bulunur. Var olmuş devletleri iyi ve kötü gibi değer yargılarında bulunarak sınıflar.
SİYASET FELSEFESİNİN KAVRAMLARI
Birey: Bir toplumu oluşturan ve toplumun bir üyesi olan insandır.
Toplum: Temel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya gelen, birbirleriyle ilişki kuran, ortak bir kültürü paylaşan, aynı toprak parçası üzerinde yaşayan insan topluluğudur.
Sivil toplum: Devlet kurumlarının dışında kendini yönlendirebilen, hak ve özgürlüklerini savunabilen özgür ve özerk vatandaşlardan oluşan topluluklardır.
Devlet: Siyasi sınırları tespit edilmiş belirli bir toprak parçası üzerinde egemenliğe sahip en büyük siyasi kurumdur (örgütlenmedir). Kendini oluşturan insan topluluğu üzerinde denetim ve yaptırıma sahiptir. dersimiz.com
İktidar: Bir toplumda halkı yönetme gücüne sahip olan kişi ya da kişilerdir.
Yönetim: İktidarı elinde bulunduran kişi ya da grupların toplumu idare etmesidir.
Meşruiyet: İktidarı elinde bulunduranların, yönetme gücünü yasalara uygun olarak sürdürmeleridir. Bir eylemin yazılı yasaya, hukuka uygunluğudur.
Egemenlik: Devletin, iktidar gücünü hiçbir iç veya dış baskı olmadan kullanmasıdır.
Hak: Bireyin başka bireylerden veya kurumlardan isteyebileceği, talepte bulunabileceği her şeydir.
Hukuk: Gerek bireyler arası ilişkileri gerekse bireyin devlet ile olan ilişkilerini düzenleyen, yaptırım gücünü devletten alan yazılı kurallar ve yasalar sistemidir.
Yasa: Bireylerin toplum içindeki davranışlarını düzenleyen, buyruk niteliği taşıyan yazılı hukuk kurallarıdır.
Adalet: Herkese hak ettiğini vermektir.
Demokrasi: İnsan hak ve özgürlüklerinin anayasa ile güvence altına alındığı; katılıma, çoğulculuğa ve hukukun üstünlüğüne dayalı yönetim anlayışıdır.
İnsan Hakları: İnsanın doğuştan sahip olduğu dokunulamaz, vazgeçilemez haklarıdır.
Laiklik: Din işlerini devlet işlerinin dışında tutan yönetim anlayışıdır. Devletin bütün dinlere eşit mesafede olması ve inanç hürriyetinin güvence altına alınmasıdır.
Bürokrasi: Devletin, yasalarla belirlenmiş görevlerini yerine getiren memurların oluşturduğu hiyerarşik (kademeli) yapılanmadır.
Ekleyen : SERKAN DÖRTKAŞ