Senfoni Nedir?

SENFONİ

(Yun. Sinfonie, İtal. Sinfonia) Ortaçağda genellikle şarkı, melodi gibi müzik şekillerine bu ad verilirdi. Rönesans ve Barok devirlerinde ise sadece aletlerle sunulan müzik parçası anlamına gelirdi. Sonraları opera, oratoryo ve kantatların baş ve ortalarında çalınan çalgısal kısımlara senfoni dendi.

A. Scarlatti ve Lully kilise ve oda senfonileri yazdılar. Bunlar sonat formunda yani iki veya üç kısımlık eserlerdi. Birinci kısım yavaş, ikincisi çabuk ve üçüncüsü yine yavaş olarak yazılırdı. Büyük orkestrayla beraber Onsekizinci Yüzyılda yeni senfoni şekli doğdu, hareketler ve şekil klasik bir hal aldı. Berlin, Mannheim okullarının yetiştirdiği besteciler bu müzik türünde eserler verdiler. Özellikle üç Viyana klasikleri; Haydn, Mozart, Beethoven, bu türün en yetkin bestecileri oldular. Haydn orijinal isimleri içeren 160 kadar senfoni yazdı. Mozart son orkestra eseri olan “Jupiter” senfonisi, Haydn’ın klasik tarzdaki senfonileriyle Beethoven’in her biri yeni bir fikir sunan anlamlı ve konulu senfonileri arasında bir köprü görevi gördü. Beethoven’ın dokuz senfonisinden ilk ikisi Mozart etkisi gösterir. Asıl kişiliğini Napoléon’a ithaf edip sonra vazgeçtiği 3’üncü “Eroica – Kahramanlık” senfonisinde bulmuştur. 5’inci ve 6’ncı “Pastoral” senfonileri birer harikadır. Bunlardan sonra karakteristik Allegretto’su ile 7’nci ve baştan aşağı mizahi bir hava taşıyan 8’inci senfonileri gelir. Son senfonisi olan 1824’te bestelediği 9’uncu senfonisi tam anlamıyla bir deha ürünüdür. Büyük besteci eserin son kısmına Alman şairi Schiller’in “Lied an die Fraude” adlı şiirini besteleyerek ilave etmiş ve insanlığa hem saz, hem insan sesiyle hitap ederek senfoni edebiyatının en güzel eserlerinden birini vermiştir. Beethoven’in erişilmez dehasının ürünü olan şaheserler sanat dünyasının dokuz abidesidirler. Ondokuzuncu Yüzyıl ortalarına doğru edebiyatla başlayan romantizm her sanat dalında olduğu gibi müzikte de etki yaptı. Ve Schubert’le beraber senfoni türünde de kendisini gösterdi. Schubert 9 senfoni yazdı ki bunlardan 8’incisi “Bitmemiş” adıyla anılır. Brahms ve Bruckner gibi Alman besteciler Beethoven’and etkilenerek eserlerini yazmışlardır. Diğer taraftan Fransız bestecisi Berlioz ve Franz Liszt  programlı senfoniyi tanıttılar. Programlı senfoni, önceden hazırlanmış bir konuyu program dahilinde, müzik aletleri aracılığıyla dinleyiciye sunmaktır. Bu tür eserler tasvir içerirler. Programlı senfoninin geçmişinin çok eskilere dayanmasına karşın bu yolda ilk bellibaşlı eser veren sanatçı Berlioz’dur. “Symphonie Fantastique”, “Romeo ve Juliette” gibi eserleri bu türe birer örnektirler. Liszt’in “Dante” ve “Faust” senfonileri, “Mazeppa”, “Les Préludes” gibi senfonik şiirleri de bu tarzda eserlerdir. Richard Strauss’un “Till Eulenspiegel’in Şen Maceraları”, “Don Juan”, “Zerdüşt Dedi ki…” senfonik şiirleri de bu tarza birer örnektirler.
 Her ulustan besteciler senfonik eserler yazmışlardır. Bunlardan Rusya’da Çaykovski, Çekya’da Smetana ve Dvorak, İngiltere’de Edward Elgar, İtalya’da Respighi, Finlandiya’da Sibelius en önemlilerindendir.


Ekleyen : dersimiz.com