5. ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN BİR ARADA KULLANILMASI : Anlamları birbirine ters sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasıdır. - Mutlaka onu görmeye gidecektir, sanırım. - Kesinlikle yarın gelebilirler. - Aşağı yukarı bundan tam yirmi yıl önceydi.... devamı
RÖPORTAJ : Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazı türüne "röportaj" denir. Bu terimin kökeni, Latincede "'toplamak, getirmek" anlamlarında kullanılan... devamı
ANLATIM BİRİMİ OLARAK PARAGRAF :Bir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümle veya cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragrafı oluşturan cümleler birbirleriyle bağlantılıdır; bu bağlantı paragrafta anlam bütünlüğünü oluşturur.... devamı
KÖK: Bir sözcüğün anlamı ve yapısı bozulmadan parçalanamayan en küçük parçasıdır. Kelimenin kökünün, kelimenin tamamı ile ilgili olmalıdır. Örnek: "Okul" kelimesinin kökü, "oku" fiilidir. Fakat bu kelimede "ok" kısmı da bir anlam taşır.... devamı
GEZİ YAZISI (SEYAHATNAME) : Herhangi bir kimsenin, daha çok bir edebiyat sanatçısının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, yerleri, yaşayışları, âdet ve töreleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri, ilgi çeken değişik yönleri edebî bir üslup... devamı
1. Ses ve Seslerin Kullanımı Söyleyiş (Telaffuz): En geniş anlamıyla konuşmayı sağlayan hareketlerin tümüne söyleyiş (telaffuz) denir. Konuşmada ses tonu ve söyleyişin (telaffuzun) önemi büyüktür.... devamı
SOHBET :Bir yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla ilgili kendine özgü görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden karşısındakilere konuşuyormuşçasına anlattığı yazı türüne "sohbet (söyleşi)" denir. Sohbet yazılarına eskiden "muhasebe" denirdi.... devamı
Kısaltma; bir kelimenin, terimin veya özel ismin, içerdiği harflerden bir veya daha fazlası ile daha kısa olarak ifade edilmesi ve simgeleştirilmesidir. Kısaltmalarla ilgili temel kurallar şunlardır: 1. Kuruluş, ülke, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları her kelimenin ilk harfinin büyük olarak... devamı
HATIRA(ANI) :Toplum hayatında önemli görevler üstlenmiş, toplumu ilgilendiren önemli olayları bizzat yaşamış veya bu olaylara şahit olmuş kişilerin bu olayları duyurmak için sanat değeri taşıyan bir üslupla yazdıkları yazılara "anı" (hatıra, hatırat) denir. Anıların yazıldığı defterlere "hatıra defteri" denir.... devamı
GÜNLÜK (GÜNCE) :Bir kimsenin düzenli olarak, günlük olaylarla ilgili yorumlarını, bunlardan kaynaklanan o günkü anlayışlarını, düşüncelerini, üstüne tarih atarak kaleme aldığı kısa yazılara "günlük" veya "günce" denir.Günlüğün özellikleri şunlardır:... devamı
Öğretici metinlerde dil bir nesneyi, bir kavramı, bir olayı anlatmak, açıklamak ve bildirmek ve okuyucuyu uyarmak, harekete geçirmek üzere kullanılır. Metnin dili; ifade edilmek istenen düşünceye, seçilen anlatım türüne... devamı
a. Basit (Yalın) Cümle: * Bu cümlelerde tek yüklem ve tek yargı bulunur. * Yüklem ya çekimli bir fiil ya da ek fiil ile çekimlenmiş isim soyundan bir sözcüktür.... devamı
*Nokta bir duygu, düşünce ve isteği tam olarak anlatan cümlenin sonuna konur. Cumhuriyet 29 Ekim 1923'te ilân edildi. Ak akçe kara gün içindir.... devamı
FIKRA : Bir yazarın herhangi bir konu hakkındaki kişisel görüş, anlayış ve düşüncelerini kanıtlama gereği duymadan hoş bir üslupla yazdığı, kısa fikir yazılarına "fıkra" denir.Fıkranın özellikleri şunlardır: ● Köşe yazısı olan fıkralarda yazar, gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla... devamı
Servet-i Fünûn Romanının Dil ve Anlatım Özellikleri: Tanzimat'la başlayan Türk romanı, Servet-i Fünûn döneminde Namık Kemal'in açtığı sanatkârane üslup ile gelişimini devam ettirmiştir. Bu dönemde roman, gerek üslup gerekse teknik bakımdan önceki döneme göre... devamı
Öğretici Metinlerde Metin ve Zihniyet Belirli bir mantık düzeni içinde planlanan, yazarın söyleyeceklerini doğrudan yargılar, önermeler biçiminde aktardığı, okurun anlatılanları algılamada güçlük çekmediği, anlatılanların gerçek... devamı
a. Büyük harflerin yazımıyla ilgili bazı kurallar: * Belli bir tarih bildiren ay, gün adları büyük harfle başlar. 23 Ekim 1923 Cuma günü... devamı
13. ATASÖZÜ VE DEYİMLERİN YANLIŞ KULLANILMASI : Atasözleri ve deyimler kalıplaşmış anlatımlardır, bu nedenle sözcüklerinin yerleri değiştirilemez; yerlerine anlamdaşları getirilemez. Damlaya damlaya deniz olur. (göl) Yaramazlıklarıyla hemen, öğretmenin gözüne... devamı
ŞİİR TÜRLERİ :Şiir, insanın ruhunda güzel duygular uyandıran, bir sanat değeri taşıyan manzumelere denir. Estetik değeri olmayan, şiir sayılmayan vezinli ve kafiyeli söze manzume denir. Buna göre her şiir manzume olabilir ama her manzume şiir değildir.... devamı
Kahraman Bakış Açısı : Hikaye veya romanlardaki olaylar, eserdeki kahramanlardan birinin bakış açısıyla anlatılıyorsa birinci kişi (ben-biz) ağazından anlatım söz konusudur. Örnek : Babam her sabah biz uyanmadan, karanlıkta kalkıyor, hiç bir şey yemeden... devamı
11. ÖGE EKSİKLİKLERİ : Özellikle birleşik, sıralı ve bağlı cümlelere kimi ögeler ortak kullanılır. Ancak bu kullanım sırasında ortak kullanılan ögelerin bazen iki cümleye de uygun düşmediği görülür. Bu durumda ikinci cümle için de ayrıca öge kullanmak gerekir.... devamı
a. Haber Cümleleri : Haber cümleleri daha çok anlatmaya bağlı bilgi, vermek, aydınlatmak amacıyla yazılan metinlerde kullanılır. Burada kişinin gördüğü, duyduğu olaylar anlatılır. Eylemin belirttiği anlam geçmişle, şimdiyle ve gelecekle... devamı
Nesneleri, varlıkları ve kavramları karşılayan kelimelere isim denir. Varlıklara Verilişlerine Göre İsimler Özel İsimler, Tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. Örnek : Ayhan, Çanakkale, Asya Kıtası, Özel İsimlerin Kullanılma... devamı
B. TÜRKÇENİN SESLERİ VE ÖZELLİKLERİ : Türkçede ünlü ve ünsüz olmak üzere 29 ses vardır. Bunların 8 tanesi ünlü, 21 tanesi de ünsüzdür. ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASI:Dilimizdeki ünlüler söyleniş sırasında dilin,... devamı
ELEŞTİRİ : Şiir, tiyatro, hikâye, roman, resim, heykel, film gibi bir sanat veya düşünce eserinin, zayıf ve güçlü yönleri göz önünde bulundurularak gerçek değerini belirleme amacıyla yapılan inceleme sonucunun anlatıldığı yazı türüne "eleştiri (tenkit)" denir. Bir kimsenin kendi eleştirisini yazarken... devamı